Lily Collins, Hollywood’un genç ve yetenekli oyuncularından biridir. Kariyeri boyunca birçok başarılı filmde yer almıştır ve oyunculuk performanslarıyla izleyicilerden tam not almıştır. Bu yazıda, Lily Collins’in hayranlarının izlemesi gereken en iyi 3 filmi incelenecektir.
İlk olarak, Netflix’in orijinal dizisi “Emily in Paris” (2020) başrolde yer alan Lily Collins’in romantik komedi-drama performansı hayranları tarafından beğeniyle karşılandı. Dizi, bir Chicago’lu pazarlama uzmanı olan Emily’nin Paris’te çalışmaya başlamasıyla başlar ve şehirdeki yeni hayatına uyum sağlamasını konu alır.
İkinci olarak, Collins, 2017 yapımı “To the Bone” filmiyle anoreksiya nervoza hastalığıyla mücadele eden bir genç kızı canlandırdı. Drama filmi, genç kızın hayatını ve çevresindeki insanların onunla nasıl başa çıkmaya çalıştığını dokunaklı bir şekilde anlatır.
Son olarak, romantik komedi “Love, Rosie” (2014), Collins’in en sevilen filmleri arasındadır. Oyuncu, en yakın arkadaşı Alex’e aşık olan Rosie karakterini canlandırırken, Sam Claflin Alex’i canlandırıyor. Film, arkadaşlık, aşk ve hayatın zorlukları hakkında güçlü bir mesaj veriyor.
Bu üç film, Lily Collins’in farklı tarzlarına gösterdiği başarıyı gösteriyor. Hayranları, bu filmleri izleyerek, oyuncunun çeşitli performanslarını keşfedebilir ve onun yeteneklerine hayranlıkla şahit olabilirler.
Emily in Paris
Lily Collins’in başrolünde yer aldığı Netflix orijinal dizisi “Emily in Paris“, izleyiciler tarafından oldukça beğenildi. Dizinin ilk sezonu, 2 Ekim 2020’de yayınlanmış ve kısa sürede popülerlik kazanmıştır.
Dizinin başarısının arkasındaki en önemli faktörlerden biri, yaratıcı kadronun (Sex and the City’nin yaratıcısı Darren Star gibi) imzasını taşımasıdır. Ayrıca, dizinin çekildiği Paris’in muhteşem atmosferi, şık kostümler, renkli mekanlar ve güzel sahneler de izleyicilerin beğenisini kazanmıştır.
Lily Collins’in başarılı oyunculuğu da dizinin beğenilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Emily karakteri, işinde başarılı bir pazarlama uzmanıdır ve Paris’te yeni bir işe başlar. Collins, karakterin özgüvenli, neşeli ve enerjik kişiliğini başarıyla yansıtmıştır. İzleyiciler, Emily’in maceralarını izlerken onunla bağ kurmayı ve onunla birlikte keyifli bir Paris gezisi yapmayı sevdiler.
To the Bone
Lily Collins’in başrolünü üstlendiği “To the Bone” filmi, anoreksiya nervoza hastalığıyla mücadele eden bir genç kızın hikayesini anlatması nedeniyle oldukça başarılı bir yapım olarak kabul edilir.
Collins, filmde anoreksiya hastalığına yakalanmış olan Ellen karakterini canlandırmıştır. Oyuncu, film için dramatik bir kilo kaybı yaşayarak karakterin fiziksel dönüşümünü başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Ancak, Collins’in rolü sadece fiziksel bir dönüşümü değil, aynı zamanda zorlu bir ruhsal yolculuğu da içeriyordu.
Film eleştirmenleri tarafından genel olarak olumlu bir şekilde karşılanmıştır. Eleştirmenler, Collins’in performansını övgüyle bahsetmişlerdir. Oyuncunun, hastalığın fiziksel ve duygusal yönlerini ustalıkla canlandırdığı, Ellen karakterine büyük bir derinlik ve duygusal yoğunluk kazandırdığı belirtilmiştir.
Ayrıca, filmde anoreksiya hastalığına dair doğru ve etkili bir mesajın verildiği, hastalığın gerçekçi ve hassas bir şekilde ele alındığı da eleştiriler arasında yer almıştır. Bu nedenle, “To the Bone” filmi, hem Lily Collins’in oyunculuk performansı hem de anoreksiya hastalığına dair bilinçlendirici ve etkileyici yapısıyla başarılı bir film olarak değerlendirilir.
Love, Rosie
Lily Collins, “Love, Rosie” filmindeki performansıyla büyük üne kavuştu. Film, Cecelia Ahern’in “Where Rainbows End” adlı romanından uyarlanmıştır ve Rosie (Collins) ve Alex (Sam Claflin) adlı iki çocukluk arkadaşının hikayesini anlatmaktadır.
Collins, Rosie karakterini canlandırarak romantik bir komedi türündeki filmin başrolünde yer aldı. Oyuncunun canlandırdığı karakter, güçlü, neşeli ve başarılı bir genç kadın olarak tasvir edilmiştir. Collins, filmdeki rolüne birçok farklı duygu ve ton kazandırarak Rosie karakterine hayat vermiştir.
Film, Collins’in oyunculuğu ve kimyasıyla Claflin ile olan uyumuyla birlikte izleyiciler tarafından çok sevildi. Collins’in canlandırdığı Rosie karakteri, izleyicilerin kalbini kazanmayı başardı. Film, romantik komedi türünde sıra dışı bir hikaye anlattığı için de beğeni topladı.
“Love, Rosie”, Collins’in uluslararası bir üne kavuşmasına yardımcı olan önemli bir adım oldu. Film, Collins’in oyunculuk kariyerinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve oyuncunun yeteneğiyle ilgili olumlu eleştiriler almasına yardımcı oldu.